Kitabı eski ve sevgili müdürüm Serkan'ın tavsiyesi üzerine okudum. Kitabı bana daha önce de öneren Serkan bu sefer yöneticilik metodunu anlatırken bu kitaptan bahsetti. Kitabın içindeki temel düşünce çok basit.

"İnsanı insan olarak görmek."

Söylemesi kolay diyor, kitaba başlıyoruz.

Öncelikle kitabın yazarı bir kurum. Davranışbilim ile ilgili bir eğitim ve danışmanlık firması. Anlaşmazlıkların çözülmesi, liderlik gibi konularda 2 günlüğü 850$ fiyatlı eğitimler düzenliyorlar.

Kitap bir eğitim merkezinde geçiyor. "Sorunlu" gençleri aileleri bir kampa bırakıyor. İki aylık bu kamp boyunca bir programa katılarak rehabilite oluyorlar. Ancak kitap buraya bırakılan gençleri değil onları bırakmaya gelen ailelerini konu ediyor ve ailelerin katılması gereken iki günlük seminere şahit oluyoruz.

Değişmesi, iyileşmesi gereken kişiler gençlerken neden anne babaların semineri konu ediliyor? Çünkü şunu düşünün, birisiyle tartışıyorsunuz, o kişiye bir şikayette bulunduğunuzda %99 ihtimalle o da size "Ama sen de şunu yapmıştın." diye cevap veriyor. Aslında bu gençler özelinde aileyle ilgili önemli bir iletişimsizlik var. Ve sanırım suç dünyasında ve "sorunlu" nitelendirebileceğimiz insanların çoğunda aileyle kötü iletişim söz konusu. Yani aslında birisiyle iligli bir sıkıntı yaşıyorsak bunda bizim hiç katkımız yok diyemeyiz. Ve kitap aslında bizim katkımızı en aza indirmeyi teklif ediyor.

Önerdiği metodların başında, ve en etkili olanı karşı tarafla iletişime geçerken kalbimizde savaş değil barış olması. Daha konuşmadan önce bu niyetle yaklaşmak konuşmanın tüm seyrini değiştirecek güçte.

Peki kalbimiz bu kadar kırgınlığın içinde barışa nasıl geçebilir? O kişiyle ilişkimizi iyi hatırladığımız güne giderek. Çok mutlu olduğumuz, o kişi iyi ki hayatımızda dediğimiz noktaya dönünce o kişiyi şeytanlaştırdığımız haliyle değil olduğu haliyle görme şansımız oluyor. Konu biraz da haklı mı mutlu mu olmak istediğinizle alakalı. Bu da kalbin savaş veya barışta olması demek oluyor.

Kitabı bir kenara bırakıp yorum yapacağım. Bazı durumlarda karşımızdaki insana ne kadar barışçıl yaklaşırsak yaklaşalım karşı tarafın kalbi savaşta olabiliyor. Kitap bizim barışçıl yaklaşmaya devam ettiğimizde karşı tarafın da o noktaya geleceği varsayımını yapıyor. Ben bu konuda kuşkumu bir kenara bırakamasam da kalbimin barışta olması sadece beni daha iyi hissettirdiği için denemeye değer.