Galatasaray MUN
Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazımı Damla Yıldız’ın tavsiyesi üzerine yazıyorum. 1-4 Haziran’da okulda MUN düzenledik. Uzun bir sürecin sonucu =)
Sene başında Mme. Lagouche’a Aralık 2008’de uluslararası bir MUN yapma planlarımızı anlatmıştık. Ne yalan olmamış ki bu olmasın! Bizim pimpirikli okul idaresi, Çiğdem Dayan kanalıyla ilk önce kendi aranızda düzenleyin dedi. İyi dedik.
Toplandık arkadaşlar planları yaptık sunduk. Okul içinde bir MUN yaptık. Çok da güzel oldu. Aradan vakit geçti. Bir şeyi birisi yapmazsa kimse yapmaz derler ya, doğrudur. Çünkü bu aradan geçen zaman büyük bir zaman. Şimdiydi sonraydı derken baktık Nisan olmuş.
Çiğdem hocam yapalım bir şey dedim. O da hadi tamam dedi. Fourreau’ya gittim, Didem’le konuş dedi. Neyse Çiğdem Hoca da geldi Cem hadi izin alıyoruz valilikten. Olmaz. Zaten Nisan olmuş, Mayıs çok erken. Bari Haziran olsun. Neyse birkaç gün Didem Hoca'nın kapısında süründükten sonra baktım ki konuşamıyorum, daldım müdürün odasına. İçerde zirve var. Didem Tuna + Meral Mercan. “MUN yapmak istiyoruz okulda” dedim. Yap yavrum demez mi.
Gittim Çiğdem Hoca'ya dedim hadi. Bu bürokratik engelleri aştıktan sonra geldi ikinci faz. Okulları davet etmek. Arıyorum arkadaşları hadi gelin diyorum, tamam diyorlar. Ama resmiyete dökmek ayrı bir çile. Çünkü anlamadığım bir sebepten dolayı (Bu anlamadığım sebepler hep karşıma çıktı zaten) bir okul gelmeyecekse davet edemiyorum. E davet etmeden gelip gelmeyeceklerini öğrenmek kolay bir iş değil. Zaten 40-50 katılımcı beklerken farkettim ki civar okullar ben ve bu işe baş koymuş diğer arkadaşlarla aynı coşkuyu paylaşmıyor. Hatta o güne kadar hiç iletişimde olmadığım okulların öğretmenlerine gelsinler diye yalvardığım oldu.
Hadi bunları da geçtim. Herkes geldi paralar toplandı, kartlar basılacak. Hadi bastırdık cepten de ödedik. Fatura aldım okul adına sonra parayı geri alırım diye. Ona sonra döneceğiz. Açılış seremonisi yapıldı. Gökçe sağ olsun sunuculuk yaptı zaman doldurdu. Ben kalktım, birkaç kişiye teşekkür ettim oturdum. Biri geldi. İsmi lazım değil. Bana teşekkür etmedin, gözümün içine de baktın “Oh sana teşekkür etmiyorum” bakışı attın dedi. Ben “Ya öyle mi ihmal etmişim” diye geveledim, geçtim.
Sonra MUN dahilinde bir akşam yemeği olsun dedik. Okuldan “veliler kağıt imzalamadı, bu durumda böyle bir etkinliğe izin veremeyiz” gibi bir saç ağartıcı ve sinir bozucu bir uyarı geldi. Onu da Çiğdem Hoca sağ olsun halletti. Tabii güzel bir akşam yemeği sonrası övgü ve teşekkürleri memnuniyetle kabul ettim.
Burada problemlerin bir kısmını sitemli bir dille anlattım ama mükemmel geçti. Hepsinden önemlisi çok eğlendim. Çünkü 1-4 Haziran’da okulda hiçbir şey yoktu. Yani bunu yapmamış olsaydık evde oturuyor veya şirkette çalışıyor olucaktım. Her yazıma bir fotograf koyardım (3 yazım var =)) bu sefer tabularımı yıktım.
Editörün notu: Merak etmeyin, editör de benim. 11 sene sonra bu yazıyı düzenlerken acaba kime teşekkür etmedim diye kafaya taktım. Zannediyorum Çiğdem Hoca olamaz. Kendisine yazı boyunca çok teşekkür etmişim, açılışta da ihmal ettiğimi sanmıyorum. En iyi tahminim Didem Tuna olacak.